Yazı: Mustafa GÖK - Necmettin Erbakan Üniversitesi
Eğitim hayatım boyunca birçok farklı öğretmenle tanıştım. Kimi disiplinliydi, kimi sevecen; kimi bilgisiyle etkilerdi, kimi ise anlayışıyla. Ancak her birinin ortak bir yönü vardı: sessizce verdikleri emek. Günün sonunda biz öğrenciler başarılarımızla anılırken, o başarıların arkasındaki gerçek kahramanlar genellikle unutulurdu.
Bir öğretmenin bir sınıfa adım attığında omuzlarındaki yükü hiç düşündünüz mü? Sadece ders anlatmıyorlar; bazen bir arkadaş, bazen bir rehber, bazen de bir psikolog oluyorlar. Bunu en iyi, sınavlarımda zorlandığım bir dönemde fark etmiştim. Öğretmenim, sadece derslerde değil, teneffüslerde bile yanıma gelip anlamadığım konuları sabırla tekrar anlatıyordu. O an anladım ki öğretmenlik, mesai saatleriyle sınırlı bir iş değil.
Eğitimin belki de en kutsal yanı, karşılık beklemeden birilerine bir şeyler öğretmektir. Öğretmenler bunu yaparken sadece bilgi değil, aynı zamanda hayat dersi de veriyorlar. Onlardan öğrendiğimiz şeyler, yıllar sonra bile yolumuzu aydınlatabiliyor. Şimdi geriye dönüp baktığımda, her başarımda bir öğretmenimin emeğini görüyorum.
Onların görünmeyen bu çabaları, eğitim dünyasının sessiz kahramanları olduklarını kanıtlıyor. Belki de bu yüzden, öğretmenler sadece sınıfta değil, kalbimizde de en önemli yere sahip. Çünkü onlar, bir insanın hayatını değiştirme gücüne sahip nadir kişilerden biri.
Bu düşüncelerle, her öğretmenime bir kez daha teşekkür ediyorum. Sessiz kahramanlıkları sayesinde biz öğrenciler hayallerimize bir adım daha yaklaşabiliyoruz.