Yazı: Mehmet Ali ŞİŞİK - Kafkas Üniversitesi
HER ŞEY DİPLOMA İÇİN Mİ?
Öğrenciler, kanunda cezası olduğu için okula gitmelidir. Ancak diploma avcılığı, okula gitme sebebi olmamalıdır. Öğrencilerin okula gitme sebepleri, önce İslam’a hizmet etmek olmalıdır. Daha sonra ise ülkesine faydalı bireyler olmaktır. Okul, öğrencilerin sadece zaman geçireceği bir yer değildir. Bakımevi olarak görmek de yanlıştır. Allah, her insanı belirli bir mizaç üzere yaratmıştır ve herkese bazı uzmanlıklar verilmiştir. İnsanın görevi de bu yönlerini keşfetmek olmalıdır. 12 yaşındaki bir çocuktan bunu beklemek doğru olmaz. Burada görev öğretmenler ve idarecilere düşmektedir. Öğretmen, aynı zamanda yol göstericidir. Öğrenciye uygun alanları bulmak için bazı kulüpler kurulmalı veya etkinlikler düzenlenmelidir. Öğrencilerin mizaçları, ilgi ve alâkaları keşfedilmelidir. Böylelikle, öğrenci için uygun ve mutluluk getirecek meslek bulunmuş olacaktır. Bu yalnızca bireysel bir olumlu gelişme değildir. Aynı zamanda toplumsal refah ve huzuru da beraberinde getirecektir. İnsanın mutluluğu arttıkça hayati bir doyum söz konusu olur. İnsan, birine iyilik yaptıkça yaşadığını hisseder. Çünkü iyilik, iyidir.
Öğrenciler, uygun mesleki seçimi yaptıktan sonra önce ahlak ve erdem üzerine eğitimler almalıdır. Bu eğitim tamamlandıktan sonra mesleki eğitime geçilmelidir. Günümüzde diploma avcılığı olarak görülen üniversite okumak, aslında kendini geliştirmeye aday bireylere uygun ortam ve imkânlar sunarak çalışma sahası oluşturmaktır. Tarihimizde sadece üniversite ya da lisede uygulanan bir uygulamadan bahsetmiyorum. İlkokul çocuklarının ürün yetiştirmeyi ders olarak aldığı kurumdan bahsediyorum: Evet, Köy Enstitüleri…
Tarihimizdeki en başarılı “okul” tipidir. Salt fenni bilimlerin ezberletildiği değil, yaparak ve yaşayarak öğrenildiği okuldur. Buradan mezun olmak insanlar için yeterliydi. Bir A4 kağıdı ile belgelemeye gerek yoktu. Öğrencileri yaşama hazırlamak ve bunu yaparken zihinleri, kalpleri ve bedenleri de eğitmeyi ihmal etmiyorlardı. Bugün üniversiteye gitmek, sadece diploma almak için yapılır. Burada suçlu aramaya gerek yok. Herkes biraz suçludur. Öğrencilerin hayali diploma ise, burada öğrenciden başka suçlu arayabilir miyiz? Müslüman, Müslümandan sorumludur. Ve biz en çok öğrencilerimizden sorumluyuz. Teneffüslerde alışveriş, maaş, maç konuşmak da öğretmenlerin kusuru olmalıdır. Dar’ül Erkam’ın üyeleriyiz biz. Bir görevimiz de rol model olmak ve dert sahibi olmaktır. Öğrencilerin dertleri ile dertlenmek, öğretmenliğin bir görevidir. Biz çocuklara diploma almayı değil, ümmete yararlı bireyler olmayı öğretmeliyiz. Aksi takdirde, öğrenci değil, diploma yetiştiriyoruz. Öğrencilerin geleceğe hazırlanması, yalnızca bilgi ezberletmekle sınırlı değildir. Hizmet eden ve bunu enayilik olarak görmeyen bireyler yetiştirmeliyiz. Öğrencilerimizi bu şekilde yetiştirmek, toplumun kalkınması için şarttır. Öğrenciler hayal kurmalı ve hayallerinin peşinden gitmelidir. Bu hayallere ulaşmak için her yolun mübah olmadığı da öğretilmelidir. Bu, hem erdemli hem de işinin ehli bireyler sunacaktır. İşte o zaman diploma, önemini liyakate bırakacaktır.
"Allah, size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." (Nisa, 58)