Yazı: Yusuf YABAŞ - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Öğrenmeyi öğrenme, insanoğlunun geçmişten günümüze kadar süregelen süreçte cevap aradığı en önemli konular arasındadır. İnsanoğlunun fıtratından gelen bilme ve anlama arayışından dolayı, doğada var olan kanunları öğrenmek ve onları anlamlandırmak için çaba sarf edilmektedir. İlk Çağ'dan günümüz Modern Çağı'na kadar süregelen süreçte, farklı eğitim yöntemleri ve metotları geliştirilmiştir. Bunların gelişiminin temel nedenleri, aslında öğrenmeyi öğrenme sorusunun cevabına yöneliktir.
Öğrenmeyi öğrenme, birey ve toplum açısından son derece önem arz etmektedir. Toplumları ve medeniyetleri ayakta tutan şeyin aslında eğitim olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Hele ki 21. yüzyılda, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında, eğitimin ve bilginin depolanması ayrıca değerlidir. Gelişmiş toplumların eğitime yaklaşımı ve eğitimin kalitesini arttırmaya yönelik faaliyetleri, kendilerine kıyasla diğer ülkelere göre daha ileri seviyededir. Eğitimin kalitesini arttırmanın, aslında eğitimin bireyselleşmesini sağlamaktan geçtiği bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Toplumların kendilerine özgü sorunlarından dolayı eğitimin bireyselleşmesi daha da zordur, ama eğitim bireyselleşmese de bireyselleşmeye yaklaştırılabilir.
Bu bağlamda, öğrencilerin fiziksel ve zihinsel özelliklerinin bilinmesi, buna yönelik eğitim programlarının hazırlanması ve eğitim araç-gereçlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Bu yöntem ve stratejiler uygulandığında, öğrenmeyi öğrenme daha verimli bir hale dönüştürülebilir.
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği, öğrenme yeteneğine sahip olmasıdır. Çok sınırlı sayıda davranışla (emme, ağlama vb.) dünyaya gelen insan, çevresiyle girdiği etkileşim sonucunda kısa bir süre içinde pek çok davranış göstermeye başlar. Bu davranışların büyük bir kısmı, öğrenme ürünü olan davranışlardır. Öğrenme, değişik biçimlerde tanımlanmakla birlikte pek çok eğitimci öğrenmeyi, “yaşantı ürünü ve nispeten kalıcı izli davranış değişikliği” olarak tanımlamaktadır (Ertürk, 1994, s. 78; Gürkan, 2006’ya, s. 7; Fidan ve Erden, 1998, s. 1). Öğrenme sonucunda insanlar; bilgi, beceri, tutum ve değerler kazanırlar. Öğrenmenin varlığı, genelde şu ölçütlere dayalı olarak incelenmektedir (Gürkan, 2006’ya, ss.
78; Erden, 1998, s. 1):
Öğrenme sonucunda davranışlarda gözlenebilir bir değişme olması. Söz konusu davranış değişikliği üç biçimde olabilir:
Olası davranışındaki değişikliğin nispeten kalıcı izli olması. Örneğin, anaokulunda paylaşmanın önemini öğrenen bir çocuğun okul dışındaki yaşamında da bu konuda duyarlı davranışlar göstermesi ve bunu yaşam boyu sürdürmesi beklenir. Bireydeki davranış değişikliğinin yaşantı ürünü olması. Öğrenme, bireyin çevreyle etkileşimi sırasında geçirdiği yaşantılar sonucu oluşur. Her bireyin geçirdiği yaşantılar farklı olduğundan, öğrenme bireysel bir süreçtir.